Mustafa Kemal Atatürk, savaşlardaki başarılarıyla büyük asker, yönetimiyle büyük devlet adamı; görüşlerindeki sağlamlık, doğruluk, geçerlilik, uluslar arası ilişkilerde güvenilirlik ve insan severlik değerleri ile de evrensel bir kişidir.

Aynı çağda yaşayan, gerek kendi milletleri, gerekse dünya için endişe ve korku kaynağı olan bazı liderler, bugün ya unutulmuş ya da kötü miraslarıyla anılır olmuştur. Atatürk ise sevgi ve saygı uyandırarak Türk milletini çağ ile tanıştırmış ve milletin varlığını teminat altına almaya yöneltmiştir.

Büyük önder Atatürk, Kurtuluş Savaşı sonrası başarıyı yeterli görmeyip yapılması çok zor olan bir çok devrimi gerçekleştirmiştir. Onun Türk milletine en büyük armağanı Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmak olmuştur. Gerçekleştirdiği devrimler ile Türk Milleti'ne çağ atlatmış Türkiye Cumhuriyeti'ni dünya ülkeleri arasında saygın bir hale getirmiştir.

Hayatının son anına kadar ülkesine hizmet etmiş olan bu büyük insan, "Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar." Demek suretiyle kurduğu cumhuriyete sahip olunmasını ve çok çalışılarak bilimde ileri bir seviyeye çıkılmasını arzu ve temenni etmiştir.

İşte, 10 Kasımlar bu yüzden bir yas günü olmaktan öte, Atatürk'ün fikirlerinin daha iyi anlaşılarak tatbik edileceği günler olmalıdır. Bugün bizler onu her zamankinden daha iyi anlayarak düşüncelerinden daha iyi istifade ederek bilimin ışığında, milli ve manevi değerlerimiz kapsamında, ülke ve milletimiz için daha iyi neler yapabiliriz onu düşünmeli ve zaman geçirmeden işe koyulmalıyız.

Ünlü bir devlet adamının dediği gibi "Atatürk gibi insanlar, bir nesil için doğmadıkları gibi, belli bir devre için de doğmazlar; onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerinin tarihlerinde hüküm sürecek insanlardır."

Bu duygu ve düşüncelerle, aramızdan ayrılışının 85. yılında, Türk Milleti'nin yüreğinde ölümsüzleşen, Büyük Önder ATATÜRK'ü bir kez daha gurur, özlem, saygı ve rahmetle anıyoruz.